Paratiroid Bezinin Aşırı Çalışması
Paratiroid hastalıklarının başında gelen rahatsızlık bezin aşırı çalışması sonucu fazla miktarda paratiroid hormonunun üretilmesi ile tanımlanan hiperparatiroiddir. Bu durumda paratiroid bezlerinin bir veya daha fazlası normal çalışmaz ve kalsiyum seviyesini dikkate almaksızın aşırı miktarda hormon salgılar. Başka bir deyişle, kalsiyum seviyesi normal olsa ve hormon üretmemeleri gerekse bile üretmeyi sürdürür. Aşırı aktif paratiroid bezi tarafından salgılanan aşırı miktarda paratiroid hormonu sizi yorgun ve halsiz hissettirebilir, osteoporoz ve diğer ciddi hastalıklara yol açabilir. Neyse ki bu hastalık çoğu kişide 20 dakikadan kısa süren minimal ameliyatlarla tedavi edilebiliyor.
Aşırı Hormon Üretiminin Sebebi Nedir?
Aşırı hormon üretiminin sebebi genellikle paratiroid bezlerinden birinde bulunan iyi huylu (kanser olmayan) bir tümördür. Paratiroid bezlerinden birinde meydana gelen bu büyümeye paratiroid adenomu denir ve erken hiperparatiroid hastalarının yaklaşık %96’sını oluşturur.
Paratiroid bezlerinden birinde aşırı hormon salgılanmasına sebep olan bir tümör olması sık karşılaşılan bir durumdur. Diğer 3 bez küçüktürler ve sessiz kalarak yüksek kalsiyum seviyesine normal tepki verirler.
Bu kontrol edilemeyen fonksiyonlu paratiroid bezi çok nadiren kanserlidir (2,500’de 1 kişiden az bir oranla); ancak kandaki kalsiyum seviyesinin çok yükselmesine neden olduğundan doku hasarlarına yol açarak vücuda yavaş yavaş zarar verebilir. Paratiroid adenomaları genellikle bezelye büyüklüğündeki paratiroidden biraz büyüktür ve aşağı yukarı bir ceviz kadardır.
Primer hiperparatiroid hastalarının %3-4’ünde her 4 paratiroid bezinde de büyüme görülür ve bunda paratiroid hiperplazisi denir. Bu durumda paartiroid bezlerinin hepsi büyür ve fazla hormon salgılarlar. Bu daha nadir rastlanan bir durum olsa da vücutta ve dokularda bıraktığı etkiler aynıdır.
Daha da nadir görülen bir durum ise (%1’den de az bir oranla) hastanın 2 normal bez ve 2 paratiroid adenomuna sahip olmasıdır. Çok az rastlanan bu durumun teşhisi ve tedavisi yanıltıcı olabilir.
Kaç Paratiroid Bezi Durumdan Etkileniyor?
Pirimer hiperparatiroid sahibi 6,331 kişiyle yapılan bir bilimsel araştırmada kaç bezin bu hastalıktan etkilendiğine ilişkin çalışmalar yapıldı.
Sonuçlar aşağıdaki gibi:
-
%95,5: Bir tane büyümüş ve fazla çalışan bez (tek 1 adenom)
-
%4: Dört tane büyümüş ve fazla çalışan bez (4 bezli hiperplazi)
-
%0,5: İki veya üç büyümüş bez (çoklu adenom)
-
%0,1’den az: Paratiroid kanseri
Bazı uzmanlar çoklu adenomların belirtilenden biraz daha yüksek olduğunu söylüyorlar. Bu bilgi kapsamlı boyun muayenesi ve bezlere biyopsi yapılmış hastalar sayesinde elde edildi. Bu nedenle, bu bilgiye ulaşırken hormon üretilip üretilmediği değil mikroskobik inceleme referans alındı.. Diğer bezlerin klinik olarak aktif (hormon üreten) olup olmadıkları bilinmiyor.
Bunu anlamanın tek yolu diğerlerine dokunmadan bezlerden birini almak ve hastayı birkaç yıl gözlemlemektir. Uzun lafın kısası, hiperparatiroid hastalarının %94 ila %96’sında 1 tane sorunlu 3 tane normal paratiroid bezi bulunur.
Hiperparatiroid Semptomları
Hiperparatiroid ilk olarak 1925 yılında teşhis edildiğinden semptomları “sızlanma, inleme” şeklinde tasvir edilirdi. Erken hiperparatiroid sahibi kişilerin çoğu teşhis konulduğunda iyi hissettiklerini söyleseler de çoğunluk tedavi sonrası çok daha iyi hissettiğini ifade ediyor.
Bunu ancak hastaların ameliyattan birkaç ay sonra nasıl hissettiğine bakarak anlayabiliriz.
Ameliyat öncesi semptom göstermediği düşünülen hastalar geceleri daha iyi uyuduklarını, daha rahat hissettiklerini ve kalsiyum seviyeleri yüksek olduğu zamanlara göre çok daha kolay hatırlayabildiklerini belirtiyorlar.
Bazı çalışmalarda hastaların yaklaşık olarak %92’sinin hastalıklı paratiroid bezi alındıktan sonra daha iyi hissettiklerine ve ameliyat öncesinde %75’in kötü hissettiklerine ulaşılıyor. Kalsiyum seviyeleri paratiroid hormonunun çok fazla salgılanmasından dolayı sürekli yüksek olan hastalarda kemik ağrısı ile karşılaşılabiliyor.
Bu ciddi durumda kemikler kendi bünyelerindeki kalsiyumdan o kadar çok veriyorlar ki yumuşayıp kırılıyorlar (osteopeni ve osteoporoz). Bu sorun daha çok yaşlılarda görülüyor. Kemiklerin orta kısmında oluşan ufak kanamalar kemik ağrısına yol açıyor.
Hiperparatiroidin diğer semptomları ise mide ülserleri ve pankreatittir. Kanda yüksek miktarda kalsiyum bulunması mide duvarı ve pankreas hücreleri başta olmak üzere birçok hücre için zararlıdır ve özellikle bu iki organın iltihaplanıp ağrımasına neden olur (ülser ve akut pankreatit).
Kalsiyum seviyesinin sürekli yüksek olmasının bir başka yaygın bulgusu da böbrek taşlarıdır. Böbreğin ana işlevi kanı filtrelemek ve temizlemek olduğundan hiperparatiroid hastası kişilerde böbrekler sürekli yüksek miktarda kalsiyuma maruz kalırlar. Bu sürekli filtrelenen çok miktarda kalsiyum böbrek borusunda birikir ve böbrek taşına neden olur.
Bazı nadir vakalarda böbreğin tamamı kireçlenebilir ve hatta dokularındaki aşırı kalsiyum birikimi nedeniyle kemik özellikleri gösterebilir. Bu durum yalnızca böbrek taşları nedeniyle acı vermekle kalmayıp bazen böbrek yetmezliğine de gidebilir.
Hiperparatiroidin Potansiyel Tehlikeleri
Bu problemlerin görülme olasılığı hastalığın ne kadar süredir olduğuna ve şiddetine göre değişir. Herkes kemik yoğunluğunu kaybeder ve bu yavaş ilerleyen bir süreçtir. Pankreatit ve ülser çok daha nadirdir. Hastaların çoğu teşhis koyulduğunda kendilerini iyi hissettiklerini söyleseler de hastalık tedavi edildikten 3 ay sonra çok daha iyi uyuduklarını ifade ediyorlar. Nasıl hissettiğinizi baz alarak ameliyat olmaya veya olmamaya karar vermeyin. Hastalarda genellikle hastalık teşhis edilmeden yıllardır mevcuttur çünkü semptomlar sessizdir. İyi haber şu ki %95’lik bir başarı oranına ve %1’den az bir komplikasyon oranına sahip rutin bir ameliyat ile hastalık tedavi edilebilir.