Açıklama: Geriatrik Endokrinoloji: Yaşlanan Bir Toplumda Endokrinologlar için Önemli bir Yetkinlik
Toplum yaşlandıkça endokrinologlar git gide daha yaşlı endokrin hastaları ile karşılaşıyor ve bu hastalar klinik açıdan zorlayıcı olabiliyor. Neyse ki, Endokrin Topluluğu endokrin doktorları, araştırmacıları ve öğrencilerine “geriatrik yetkinlik” kazandırmak için son derece hazır.
2015 Birleşmiş Milletler Dünya Nüfus Yaşlanma Raporu'na göre, yaşlı insanların sayısı ve oranı (60 yaş ve üzeri) dünyadaki hemen hemen her ülkede arttı. 60 yaş ve üstündeki kişilerin artış hızının 2015 yılında 901 milyondan 2030'da 1,4 milyara, 2050 yılına kadar ise iki katına çıkması bekleniyor; 80 yaş ve üstündeki kişi sayısında artış hızının daha da artmasıyla birlikte 2050 yılında üç katının da üzerine çıkarak 125 milyona ulaşması öngörülüyor.
Artmayı sürdüren yaşlı popülasyonu sağlık ve ilaç sektörünün alt dallarının yanı sıra endokrinoloji de dahil toplumun neredeyse her alanını etkiliyor. Nüfus yapısındaki bu değişikliğin sonucu olarak, endokrin klinisyenleri geriatrik yaş grubundaki yaşlı hastalar konusunda her gün daha fazla zorlukla karşılaşıyor ve bu nedenle klinik uygulamalarına geriatrik prensipleri de dâhil etmeleri gerekiyor. Benzer şekilde, endokrin araştırmacılarının yaşlanmanın etkileri, endokrin sisteminde görülen yaşlanma ile bağlantılı eştanılar, klinik kanıtlar ve uygulamalar hakkındaki araştırmalarını genişletmeleri gerekiyor. Aynı zamanda endokrin eğitmenlerinin de endokrin eğitim programlarına geriatrik hizmet prensiplerini eklemeleri gerekiyor.
“Endokrin araştırmacılarının yaşlanmanın etkileri, endokrin sisteminde görülen yaşlanma ile bağlantılı eştanılar, klinik kanıtlar ve uygulamalar hakkındaki araştırmalarını genişletmeleri gerekiyor.”
Klinik olarak, yaşlı hastalarda endokrin hastalıkları belirtilerinin genç hastalara kıyasla atipik olduğu görülüyor (örneğin tirotoksikozu olan yaşlı hastalarda guatr yokluğunda, apati, depresyon, psikomotor gerilik, iştah azalmas ve kabızlık); hipotiroidi veya hipertiroidizmli yaşlı hastalarda, spesifik olmayan yaşlılık sendromları (örn. kilo kaybı, zayıflık, fonksiyonel gerileme ve düşme, depresyon, konfüzyon ve bilişsel bozukluk) olarak kendini gösterir ya da hastalar tarafından "yaşlılık" olarak nitelendirilir.
Yaşlı hastalarda endokrin hastalıkları klinisyenler tarafından normaldeki hastalıklarının komplikasyonları ile karıştırılabiliyor (örneğin Konjestif kalp yetmezliği, atriyal fibrilasyon veya hali hazırda kardiyak hastalığı olan yaşlı hastalarda hipertiroid sebebiyle tetiklenen anjina).
Son olarak, yaşlı insanlardaki endokrin "bozukluklar" için belirgin semptomların yokluğunda (örneğin, primer hiperparatiroide sekonder asemptomatik hafif hiperkalsemi veya subklinik hipotiroid ya da hipertiroidizm) yalnızca biyokimyasal anomaliteler görülüyor ve bu nedenle nasıl bir yol izlenmesi gerektiği kesinlik kazanmıyor.
Endokrin bozukluğu olan yaşlı hastalar genellikle klinik bulguları, değerlendirmeyi ve tedaviyi karmaşıklaştırabilen çoklu kronik durumlardan (tıpçası: "multimorbidite") şikayetçi olurlar. Eş zamanlı problemlerin varlığı, bu hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlar ve beslenme durumundaki değişiklikler, endokrin bozuklukların biyokimyasal değerlendirmesini etkileyebilir (örn. Tiroid fonksiyon testlerinde tiroid dışı hastalıklar, yani ötiroid hasta sendromu olarak adlandırılan değişiklikler) veya SHBG (cinsel hormon bağlayıcı globülin), hastalıklar, ilaçlar veya yaş değişiklikleri toplam testosteron seviyelerini düşürse de serbest testosteron seviyesini etkilemeyebilir).
“Endokrin bozukluğu olan yaşlı hastalar genellikle klinik bulguları, değerlendirmeyi ve tedaviyi karmaşıklaştırabilen çoklu kronik durumlardan şikayetçi olurlar.”
Endokrin hastalığı olan geriatrik hastalar için durumun yönetimi için yöntem belirlerken, tıbbi hastalıkların, ilaçların, hormon klirensi oranındaki değişiklikler (örneğin, tiroit hormonunun azalmış klirensi ve yaşlanma ile testosteron replasmanı) ve diğer ilaçlarla etkileşimi göz önünde bulundurulmalıdır (özellikle de yaşlı hastalarda yaygın polifarmasi), yaşlılık ile hedef organ duyarlılığında değişiklikler ve istenen klinik sonuçlar (örneğin erken veya geç postmenopoz östrojen replasmanı riskini azaltır).
Geriatrik hastalarda ilaç toksisitesi, çoklu ilaç kullanımı ve iyatrojenik hastalığı en aza çekebilmek için hormon tedavisi genellikle düşük dozlarda başlatılmalı ve ters etkiler olmadan istenen terapötik yararları elde etmek için gereken en düşük dozajı yakalamak adına dikkatle izlenerek kademeli olarak arttırılmalıdır. Tüm ilaçlarda olduğu gibi, hormon tedavisine olan ihtiyaç periyodik olarak gözden geçirilmeli ve artık gerekmiyorsa durdurulmalıdır.
Endokrin bozukluğu olan yaşlı hastalarda tedavi hasta merkezli olmalı ve bakım hedefleri, bireyin sosyal alanı ve bakım ortamı içerisinde işlev ve yaşam kalitesinin iyileştirilmesine odaklanmalıdır. Endokrinolog, endokrin bozuklukları olan geriatrik hastaların optimal bakımı için disiplinler arası bakım modellerinin gerekli olabileceğini bilmelidir. (örneğin bir endokrinolog tarafından vitamin D eksikliği ve birincil ile ikincil osteoporozun tedavisi veya bir fiziksel ve mesleki terapist, hemşire, eczacı tarafından düşmelerin önlenmesi gibi).
Toplum yaşlandıkça endokrinologlar git gide daha yaşlı endokrin hastaları ile karşılaşıyor ve bu hastalar klinik açıdan zorlayıcı olabiliyor (atipiklikler, yaşla ilişkili değişiklikler, endokrin fizyoloji, farmakoloji ve yaşla bağlantılı olarak bunlara eşlik eden hastalıkların ve ilaçların karıştırıcı etkileri gibi) ve kaliteli hizmet sunmak için mevcut veri tabanı yeterli gelmiyor.
“Endokrin bozukluğu olan yaşlı hastalarda tedavi hasta merkezli olmalı ve bakım hedefleri, bireyin sosyal alanı ve bakım ortamı içerisinde işlev ve yaşam kalitesinin iyileştirilmesine odaklanmalıdır.”
Endokrin Topluluğu endokrin uygulayıcıların, araştırmacıların ve stajyerlerinin "geriatrik yetkinliğini" geliştirmek ve bunun için gerekeni yapmak adına hazır durumda; örneğin yıllık toplantılarda en son klinik ve araştırma sunumları yapmaya, cevapsız klinik ve araştırma sorularını belirlemeye ve bunları vurgulamaya çalışılmalı, geriatrik endokrinoloji ve eğitim programları için pratik ve bilgilendirici bir geriatrik endokrinoloji çekirdek müfredatının oluşturulmalı ve yaygınlaştırılmalıdır.